Hulusi Tatlıcıoğlu – İNGİLTERE

Her ne kadar nereden başlayacağımı bilmesem de sizlerle EVS (European Voluntary Service) tecrübelerimi ve yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Öncelikle ben Hulusi. İzmir’den Ağustos ayında İngiltere’nin Preston şehrine 1 senelik proje için geldim.

Anlatmaya, yaşadığım yer Preston’dan başlamak istiyorum. Adını söyleyince çoğu kimsenin bir anlam veremediği, ama hem Manchester’a hem Liverpool’a 40 dk’lık mesafede bilgisi verildiğinde “heee” denilen küçük bir şehir Preston:-) Şehrin konumunu ilk öğrendiğimde haritaya bakıp tüm futbol stadyumlarına yakın olduğunu görünce havalara uçtuğum, “ekşi sözlük” tabiriyle tüm futbol mabetlerine yakınlığıyla bilinen, İngiltere’nin en yeni, küçük sevimli şehri…

Ancak EVS gönüllüsü olarak yaşamak, kültürel şoklarla karşılaşmak gibi bir durumu da beraberinde getiriyor. Trafiğiyle, kraliçesiyle, futboluya ve gelenekleriyle Birleşik Krallık ayrı bir şok tabi… Buna örnek olarak havaalanında benden sorumlu kişiyle (keyworker) ilk buluşmamı örnek verebilirim. (Normal olarak) arabasına sağdan binmeye çalışıp ” Would you like to drive?” sorusuyla tabiri caizse rengimin değiştiği ilk andır.

Her ne kadar teorik olarak ülkeler hakkında bilgi sahibi olsak da, gerçeklerle yüzleşmek çok olağandışı bir durum. İngiltere’de trafiğin ters yönde seyrettiğini herkes bilir sanırım. Ancak uzun zamandır gelen bir alışkanlık var “Direksiyon solda olur!”. Bu alışkanlıklardan dolayı ilk 3 ay boyunca arabaları kullanan bebekler, çocuklar hatta köpekler gördüm. Kulağa çok mantıklı gelmeyebilir ama sağ tarafta direksiyonun olma durumuna alışma olasılığı Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı almasıyla aynı. Fenerbahçeli arkadaşlar alınmasın, inşallah Lille’ i elerlerse Liverpool’a onları desteklemeye gideceğim tabiki…Futbola daha sonra ayrıca değinmek istiyorum ancak ev ve iş yaşamıyla devam edelim… Ofis hayatına gelince; EVS  çok sorumluluk alınması gereken, profesyonel bir iş degil. Ancak kesinlikle küçümsenecek bi iş de değil. Patronum (Steve) ilk geldiğim gün bana ofisi tanıtıp “Gönüllü olarak geldin, kimse gel dememesine rağmen istedin, geldin ve hoşgeldin, bundan sonra ofise gel de demeyeceğiz, birşeyler yapmak istersen yardım ister ve zaten gelirsin ve tabiki yardımcı oluruz” dedi. Yani EVS, birilerinin size birşeyler vermesi yerine sizin gidip almanızı destekleyen bir proje. Siz birilerinin birşey söylemesini beklemeden birşeyler yaparsanız eminim daha keyif alırsınız. İstesem haftanın hiçbir günü işe gelmem ve kimse bu konuda birşey söylemez, Steve dahil. Tabiki bu benim şansım artı organizasyonumun iyi niyeti. Hepsi öyle olacak diye bir kaide yok. Ancak empoze edilen bu güvenin karşılığını birşeyler üreterek vermek tabiiki bize yakışan olduğundan, şu ana kadar yerel gönüllülerle 5 projede yer aldım ve hepsi çok başarılı ve keyifliydi. Kazandığım tecrübelerin yanı sıra ekip ruhunu yakalayıp yeni programlar, iletişim teknikleri öğrendim.

Makine mühendisliği mezunuyum ve bu programlar bana ne katacak? Muhtemelen mesleki açıdan hiçbirşey, ancak kazandırdığı özgüven ve tecrübe iş hayatı için büyük, kişisel bir artı.

Son olarak en keyifli kısımdan bahsetmek istiyorum. Ben fanatikliğe son derece karşı olan ancak koyu bir Beşiktaş taraftarıyım. Şampiyonlar Ligi kura çekiminde dakikada ettiğim 500 dua (ve fanatik olmadığımı iddia ediyorum) ile Manchester United’ı Beşiktaş’a rakip yapan ve Old Trafford’da (Man Utd Stadı) tarihi zafere tanıklık eden, kendini şanslı sayan kişilerden biriyim. Maç sonunda maçı kaybetmelerine rağmen 7 yaşlarında bir İngiliz çocuğun gelip benimle tokalaşması ve tebrik etmesi unutamadığım anlardan bir başkası tabiki. Bu konuda ne kadar geride kaldığımızı maalesef bir kez daha, bu kez yaşayarak gördüm, hem de 7 yaşında bir çocuktan.

Önümde hala 6 ay ve yaşayacağım iyi kötü birçok tecrübe var. Gönüllü olarak verebileceğim en büyük tavsiye ülkeden ayrılırken yanınıza mutlaka rakı alın, çok özleyeceksiniz. Şaka bir yana EVS konusundaki en önemli nokta, proje seçerken projenizi dikkatlice okuyup ona göre evsahibi kuruluşunuzu seçmeniz. Belirli şehir veya ülke için olmadık projelere yönelmeniz elinizdeki bu tek güzel şansın berbat olmasına yol açabilir. Hepinizin EVS ile çok iyi vakit geçirmenizi umut ediyorum ve herkese iyi şanslar diliyorum.

Bana EVS konusunda yardımcı olan Yaşar Üniversitesi ‘ne ve 6 aylık sancılı vize sürecimde benimle aynı sabrı gösterip sonunda işleri beraber yoluna koyduğumuz Gökay Özerim’e de çok teşekkür ediyorum…

Görüşmek dileğiyle!
Hulusi TATLICIOĞLU
[email protected]