FERİDE SENCER – PORTEKİZ

Üniversitede son senemin bitmesine az bir zaman kalmıştı ve ben önümde duran mezuniyet ve staj sürecinden önce tipik bir şekilde öğrencilikten çalışma hayatına geçmeden farklı şeyler deneyimleme ihtiyacı duyuyordum. AGH’ı duymuştum fakat sürecin uğraşlı olduğunu düşünürken okulumuzun da gönüllülere aracılık yaptığını duyunca inanılmaz sevindim. Mülakat sırasında sorulan sorularla beraber ben de proje ve beni bekleyen hayat hakkında düşünmeye başlamıştım bile. Ve Portekiz’e gidiş günüm. İlk defa yurtdışına çıkıyordum hem de yalnız. Uçakta yanımda oturan adam Papua Yeni Gine ve Portekiz’de yarı zamanlı olarak yaşayan bir mühendisti. Farklı kültürlerden insanlarla tanışmak hep ilgimi çekmiştir ki, başka bir ülkeye yolculuk bunun için en iyi fırsattı.

6 ayımı geçireceğim Lousa’ya vardığımda beni yine Türkiye’den gelen ev arkadaşlarımdan biri karşıladı. Adaptasyon süreci diye bir dönem dahi hatırlamıyorum, ev arkadaşlarım ve yaşadığımız yerdeki diğer AGH gönüllüleri yeni kişileri karşılamaya alışık olduklarından bilmem gereken herşeyi anlattılar ilk hafta içinde herşeyi benimsemiştim ve güzel zaman geçiriyordum.

Gönüllü olarak yer alacağım dernek bana yaşlı, genç ve çocuklar alanında çalıştıklarını söyledi. Ziyaret için gittiğimiz ikinci anaokulundaki çocuklara gerçekten aşık oldum, o kadar yaramaz-dılar ki,yerlerinde duramıyor koşturup beni çekiştirip duruyorlardı ki bu çok eğlenceliydi. Normalde misafir çocuklarıyla ilgilenmeyi sevmeyen ben, yetkili gidebiliriz diyince kalmak istediğimi söyledim ve kalış o kalış 6 ayım orada geçti. Bu süre zarfında çok güzel tatiller yaptım ama yine de en güzel anlarımın çoğunun çalıştığım anaokuluna dair olduğunu söyleyebilirim.

 

O dönemde dernek yetkilileri ulusal ajansa yollanmak üzere gönüllü projesi yazıyordu. Detaylı bir şekilde çalışılması ve ortak dilimiz sebebiyle ingilizce gerçekleştirilmesi gereken bir ofis işiydi ama bu iş yine de bizi inanılmaz cezbetti. Ardından dernek geçmişinde örnekleri düzenlenmiş ve bir süredir internet sitesi yaratma aşamasında olduğumuz Uluslararası Çalışma Kampına yoğunluk verdik. Dünyanın farklı yerlerinden gençleri yaşadığımız Lousã’nın dağlarında çalışmak için çağırıyorduk. Başvurularında cevapladıkları sorular sayesinde haklarında edindiğimiz izlenimler doğrultusunda seçim yapma aşamasındaydık ki ben birikmiş izinlerimi kullanıp tatile gittim.

Portekiz’de tanıştığım diğer Türk gönüllüler Fas’a gitmek istiyordu ve tam hayalimdeki gezi planını yapmışlardı. Madrid-Marrakeş-FezBarcelona. 5 kız daha iyisi olamayacak bir tatil yaptık. Seyahatimizde kültürel değişim o kadar keskin ve muhteşemdi ki. Döndüğümüzde Çalışma Kampı için yapmamız gereken bir sürü hazırlık vardı bizi bekleyen.

 

Son günlerimiz o kadar doluydu ki farkedememiştik ama gitme zamanıydı. Hem bizim hem kasabamızdaki diğer gönüllülerin projelerinin sonuydu. Hepimiz toparlanmaya başladık vedalar edildi. Hele bize aile olan dernek çalışanları. Türkçe bilmese bile adını anmazsam olmaz derneğimiz Activar’da çalışan Portekizli Candide bize orda bir aile sundu. Son anımıza kadar bizle beraberdi. Tıpkı evimizden ayrılıyormuşçasına Türkiye’ye dönerken eşi Pedro ile bizi yolcu etti. Şimdi arkadaşlarım, dernek, Portekizli ailem, evim, 30 tane gözlerindeki gülüşü unutamayacağım çocuk kaldı Lousã’da. 6 ay önce geldiğim Feride’ye bir sürü insan, deneyim, anı ve yeni hayaller eklenmişti. Türkiye’ye gittiğimden çok daha fazlasıyla döndüm. Bu dönemi yaşamamda katkısı olan herkese çok teşekkür ederim.”