Ali Kapucu- Polonya

Bir Gönüllünün Notlarından…

Bazen insan bir şeyi çok ister. Nedeni bilinmeden, sonunu da düşünmeden.EVS’de öyle bir şeydi benim için. Gitmek, uzak ve bilinmeyen bir ülkede yeni birçok şeyi keşfetmekti.Yurtdışında ilk gidişim değildi ama nedeni bilinmez farklı bir heyecan vardı üzerimde.Gidişim halen gözümün önünden silinmiyor.Bir güneşli,soğuk İzmir gününde İstanbul aktarmalı Wroclaw uçuşu başlamak üzereydi. 6 ay boyunca birçok şeyi arkamda unutarak yep yeni bir hayat ve bilmediğim bir ülkenin, bilmediğim bir şehrine uçağım havalanmıştı. Uzunca bir bekleyiş ardında EVS yolculuğuma başlamıştım.
O yorucu yolculuk sonrası ilk kez bir sabah bu kadar erkenden uyanıp, güne başlamıştım. Belki de fazlası ile heyecanlıydım. Hemen bavulumu açmak istedim ve bavulumu açtığımda beni 6 ay bounca gülümsetecek, zor zamanlarımda beni umutlandıracak ailemin ve dostlarımın mektupları çıktı ve tek tek okudum. Ama o an fark ettim ki; hep arkamda ve yanımda hissettiğim o sıcaklık o güven duygusu artık çok uzaklardaydı. Tek başıma, yeniden başlama vaktiydi. Bence EVS’in en güzel yanı da buydu. Bir gün başka bir ülkede, bilmediğiniz bir dilde yeni bir hayata açıyorsunuz gözlerinizi. Tanıdık bir yüz bile yok. Sokaklar yabancı, yemekler belki biraz tuhaf. Yani; her şey yeni.

Biraz 6 ay boyunca bulunduğum projeden bahsedersem; Polonya’nın Wroclaw şehrine bağlı Klodzko kentinde bulunan bir Lisede İngilizce, Beden Eğitimi, Müzik, Tarih, Almanca derslerine katılarak Polonyalı öğrencilere yardımcı olmaya çalıştım. Okul saatlerinden sonra çocuklarla İngilizce olarak sohbet klupleri kurarak yarışmalar ve faaliyetler düzenledim. Bunun dışında, gönüllü olarak günlük aktivitelerde çocukların yanında olarak; özellikle tiyatro, resim, spor öğrenmelerinde yardımlarda bulunup, sene sonunda öğrenciler ile birlikte sene sonu yarışmaları düzenledim.

Bugün itibari ile kazanımlarıma baktığımda; ev sahibi ülke Polonya’da Lehçe dili çok zor bir dil olduğundan dolayı bir buçuk ay sorun yaşadım ve dili konuşma becerim döndükten sonra fazlası ile kendiliğinden gelişti. Kişisel gelişimime bu proje ve bu eğitim süreci kendime çok yeni şeyler kattığını düşünüyorum ve sosyal beceriler konusunda daha aktif bir hale geldiğimi söyleyebilirim. Gelecekte iş bulurken yardımseverlik ve düşünce yapısı bakımından yeni beceriler edindim.

Bir altı ay daha geçmişti ömrümden, bu sefer ki baharı da içine kattığından olsa ki gerek bambaşka bir altı aydı. Bugün bakıyorum da yürürken kendimi bir flim karesinin içindeymiş gibi hissettiğim Wroclaw şehrinde; Modernlikten uzak, görkemli tarihi binaları, müzeleri, ağaçlı yolları ve sokak sanatçıları ile öyle bir şehir ki burası, bana hasret ve özlemi fazla yaşatmadı.

Ne öğrendim diye sordular çoğu kez bana. Bir şehri öğrendim mesela, ara sokaklarını, gazetelerin, insanlarını, metro istasyonlarını. İtalyanı,Portekizini,İsraillisini,Mısırlısını tanıdım,tanıdıkça sevdim,sevdikçe sahiplendim ki dünyayı biraz daha sahiplendiğimi anladım. En önemlisi de kendimi anlatmayı öğrendim. ‘Kim’ olduğumu ve kendimi öğrendim. En çok ta, keskin çizgilerle belirlediğim hayatımı, yumuşatmayı başardım. Bir de en güzel yanı, Gittiğiniz ülkeyi yaşıyorsunuz, her şeyi ile hemde! Onların milli günlerini birlikte kutluyor, onların festivallerinden eğleniyorsunuz, geleneklerini birebir yaşayarak öğreniyorsunuz.

Benim dönüş yolculuğum; diğer uçak yolculuklarımdan daha farklıydı. Her uçak yolculuğumda dışarı izleyip insanları seyrederken, Türkiye’ye dönüş uçağımda elime kağıt kalem alıp şu sözleri dile getirmiştim; ‘Uçağa ilk bindiğimda uçak düşer mi diye düşünmüştüm ama Polonya’nın Wroclaw şehrine varmıştım. Polonya’ya ayak bastığımda ben ne yaptım diye düşünmüştüm ama artık evimden millerce uzakta olduğumun farkına varmıştım. Fotoğraf çekerken niye kollarım daha uzun değil diye düşünmüştüm ama zamanla kendi fotoğrafımı daha rahat çekebilmiştim. Ama bir baktım ki; arkadaşlarım benim fotoğraflarımı çekmeye başladı. Bir süre sonra da o arkadaşlarıma aynı karede olmaya başladım. Belki de ülkemde yapamadıklarımı yaptım, televizyonda gördüğüm yerleri kendi gözümle gördüm. Gezerken ki özgürlüğün verdiği tadı daha önce hiç almamıştım. Ayrılık vakti geldiğinde ise arkadaşlarımdan, yaşayıp kısa sürede olsa bulunduğum şehirden ayrılmak zor gelmişti. Ama şunu çok iyi biliyordum ki; Döndüğümde hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.’

Üstünden zaman geçti Polonya’dan döneli bir sene olmasına rağmen, 6 aylık bir EVS deneyimim olmasına rağmen hala ‘Ben Polonyadayken…’ ile başlayan cümleler sık sık kuruyorum. Bence her Türk üniversiteli gencin EVS’i ömründe kendi için yapabileceği en güzel işlerden biri diyebilirim.

Herkesin güzel bir EVS deneyimi yaşaması dilegiyle…

Ali Kapucu